Başaran: ‘En başta Lenin olmalı’ dediler
ANTALYA Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Antalya 1. Milletvekili Adayı Yunus Başaran, Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Maraş-Patlaşması sonrası büyük yıkımın yaşandığı Hatay’daki Dostluk Parkı’nda kurulan parti uyum merkezinde görev alan ekipte görev alan ekipte, Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Antalya 1. sıradaki milletvekili adayı da yer aldı. deprem merkezli, bölgede konteyner mahalle inşa etti. Sarsıntı gündemden düşse de o can pazarından çıkanların travmalarıyla yaşamaya devam ettiğini belirten Başaran, bölge insanının ekmek ve su kadar psikososyal takviyeye de ihtiyacı olduğunu sık sık vurguluyor.
Çocukluğu ve ilk gençlik yıllarını Antalya’nın dar sokaklarında geçiren Başaran, Ankara Üniversitesi Rus Dili Edebiyatı bölümünü kazanıp başkente gidene kadar eğitimine Antalya’da devam etti. Turizm işçisi, 38 yaşında ve 16 yaşından beri sosyalist çabanın içinde. Ancak bu geçmişi onu 14 Mayıs seçimleri öncesi seçmenlerin eleştiri oklarından kurtarmaya yetmedi. Antalya milletvekili aday listesindeki adı TİP’in dört milletvekilinden biri olan Barış Atay’ın karşısına çıkınca bir anda “Kim bu Yunus Başaran?” diye sordu. Soru sosyal medyada TT oldu. TİP’li gençlerin şakalarıyla yumuşayan bu yansımalar, kısa sürede yergi dolu diyaloglara dönüştü. Duvarlara Yunus Başaran grafitisi işlenirken, 1 Mayıs’ta gençler ellerinde ‘Pazaran yok, evet Başaran’ pankartlarıyla şehrin sokaklarında yürüdü. Başaran, tepkiyle başlayıp ilgiye dönüşen seçmenle buluşma sürecini anlattı.
‘BİLGİ AKIMI’
Popüler bir ismin önünde ‘isimsiz’ olmak nasıl bir duygu? “Kim bu Yunus Başaran?” tepkileri lehinize bir kasırgaya dönüştü. Bu nasıl oldu?
Barış Atay gibi sevilen birinin ikinci sırada yer aldığı listede herkes ismini merak etti. Hatta sosyal medyada birileri “Sanırım birinci sırada Lenin var” diye yazmış. Kim olduklarını bile bilmiyorum ama ‘Antalyalı Lenin’ diye bir hesap bile açıp esprili paylaşımlar yapıyorlar. Bu biraz da Gezi’nin işi. Esprili bir eleştiri dili de vardı. Bu seçimin yansımasını yaşadık. umursamıyorum. Türkiye’de kavgacı kimliğiyle tanınan Barış Atay’ın karşısındaki kişinin kim olduğunu merak etmesi, hatta kızması çok normal. İnsanlar beni aday listesinde görünce merak ettiler ve araştırdılar. İlk başta tepki gösterenler oldu. Hatta bazı tepkilerle ‘Kim bu Yunus Başaran?’ TİP üyeleri de aynı sözlerle karşılık verdi ve ortaya esprili bir akım çıktı. Klip de çektik. Adaylığımın uyandırdığı merakı en başta kendimizi anlatarak değerlendirdik. Bu, Türk Personel Partisi’nin alamet-i farikasıdır. Yansımayı bir seçim kampanyasına dönüştürdük.
Seçmen sizi Antalyalı bir turizmci olarak tanıyor. Turizmde ne iş yaptınız?
Bir varyete firmasına geçiş yaparak turizmde çalışmaya başladım. Okuldan mezun olduktan sonra Side, Manavgat, Göynük, Çamyuva ve Tekirova’daki otellerde ön bürodan fotoğrafçılığa kadar çeşitli işlerde çalıştım. Pandemiye kadar bölümdeydim. O dönemde turizmdeki sıkıntılar benim için zorlaştı. TİP’in de ivme kazandığı bir dönemdi. Parti merkezinden muhtaçlık olduğu söylenince siyasete yöneldim. Aslında milletvekilliği 6 ay öncesine kadar aklımda olan bir şey değildi. Genel Başkanımız Erkan Baş ile il başkanı iken görüştük. Bana ‘Yasal süre doluyor, istifa et’ dedi, ben de istifa ettim. İl başkanlığı, MYK üyeliği, milletvekilliği… Bunların hiçbirinin bizim için kutsallığı yok. Sorun partinin ses araçlarını verimli kullanmakta.
‘ZEUS ile oturuyorlar sanki’
Artık Antalya’da tanınıyorsunuz. Yolda seni görüp durdurup soru soranlarda var. ‘Bu adam kim?’ Hangi noktada sorulardan tanınmış biri olmaya geçtiniz?
Tanınma için profesyonel ajanslarla çalışmıyoruz, milyonlarca dolarımız yok, seçim bütçemiz yok. İnsanlar teşkilatımızı oluşturur. Bu normal süreçte ben hep sahadaydım. Beni hep sokakta gördüler, akıllarına ben takıldım. Birçok mesaj geldi, her birine tek tek dönüp açıklama yazdım. Onlar için çok iyi gitti. Çünkü Türkiye’de siyasetçiler artık ulaşılmaz bir pozisyonda oturuyorlar. Üstte Zeus ile oturuyorlar, ancak altlarında konuları var gibi görünüyor. Artık kolay bir bağlantının bile hasretini çekiyorlar. Onu gördüm. “Abi cevap vereceğini hiç düşünmemiştim”, “O kadar siyasetçiye mesaj attım, ilk defa biri dönüyor” gibi tepkilerle karşılaştım.
‘KARŞIYIZ, İKNA EDEMİYORUZ’
Adaylık sürecinin arka planını sormak istiyorum. Antalya listesi nasıl netleşti?
Çıkış noktamız Can Atalay’ın milletvekili seçilirse çıkacağıydı. O görüşmede Barış’tan böyle bir teklif geldi. Can’ı Hatay’dan seçtireceğiz’ dedi. O an diğer şehirlerdeki listeler belli oldu. Antalya onları değiştirmemek için Barış’ın aklına yeniden gelen bir formül oldu. Bu, üç ilçeden sonra İstanbul’un en büyük seçim bölgesidir. Ankara üç bölgeye, İzmir iki, Bursa iki bölgeye ayrıldığı için seçmen sayısı Antalya kadar yüksek değil. Nitekim Antalya’da da böyle bir ihtiyaç ve talep olduğunu düşünüyoruz. Barış kendi başına birinci olmak istemiyordu. İlk sıranın rahatlık yaratacağını ve buradaki teşkilata haksızlık olacağını düşündü. Buna itiraz ettik ama ikna edemedik. Ama sonradan gördüğümüz ilgi bize haklı olduğunu gösterdi.
‘SİZ EZİLEN MİSİNİZ, EZİLEN MİSİN?’
Geçmiş seçimler bize gösterdi ki, Antalya solcu seçmenlere sahip bir şehir olsa da ‘solun kalesi’ diyebileceğimiz bir yer değil. Nasıl bir seçim sonucu bekliyorsunuz?
TYPE sadece solun o klasik havuzundan beslenmiyor. Bir önceki seçimde AKP ve MHP’ye oy veren üyelerimiz var ve bu artık bizim için doğal bir şey. Partinin olması gereken taban işçilerdir. Ancak hiç beklemediğimiz kısımlardan oy vereceklerini söyleyenler de var. Bize uygulanan ve dayatılan kodlar var ve artık bu kodları kırmamız gerekiyor. Sana bir örnek vereyim. İki ay önce evli bir çift geldi. Bayan, “Ben CHP’liyim. Eşim de AKP’li. Evde CHP-AKP kavgası yapıyorduk. TİP bizi birleştirdi” dedi. Adam da kaynakçıydı. Gelip TİP’e üye oldular. Türkiye’de siyaset kutuplaşmalar üzerine kurulu. Türk müsün Kürt müsün, Alevi misin Sünni misin, dindar mısın laik misin suni ayrımlar bunlar. Biz bu suni engelleri kaldırmaya çalışıyoruz.Çok çalışıyoruz.Biz zulmederken kimse kimliğimize bakmıyor.Hepsi melastan şerbet alıyor.Ama yönetici sınıflar buradan besleniyor.Bizim için tek bir fark var.Siz misiniz? ezen mi mazlum mu bu kadar kolay işte bu yüzden sayımız bu kadar yüksek.
‘ANTALYALI TAKTİK OYUNU OY VERİYOR’
Antalya 17 temsilci atayacak. Yeşil Sol Parti çatısı altında seçime giren ve ittifak halinde olduğunuz HDP, bir önceki seçimde milletvekili çıkardığı Antalya’da kemik kitlesine sahipti. Antalya’da ilk kez seçime girecek olan TİP, “En az iki milletvekilimiz olacak” nasıl diyor?
Antalya’da son dönemde önemli bir seçmen artışı yaşandı. Antalya’da seçmen sayısı 1 milyon 900 bini geçti. Bu da 250 bin yeni seçmen demek. Bu yeni seçmen içinde çok sayıda genç seçmen var ve onlar için Türkiye’de siyaset çok eski. 38 yaşındayım ve bana seçilen en genç aday olduğumu söylüyorlar. Ayrıca bir önceki tercihin artık bir kriter olmadığını düşünüyorum. Çünkü bu beş yılda yaşadıklarımız pişmiş tavuğun başına gelmedi. İnsanlarda çok önemli bir kırgınlık, öfke ve umut arayışı vardır. Antalya seçmeni taktiksel olarak nasıl oy kullanacağını biliyor. Bunu daha önce farklı seçimlerde defalarca göstermiştir. TİP’in yarattığı etkinin sandıkta değerli bir karşılık bulacağını ve buradan önemli bir sonuç alacağımızı tahmin ediyoruz. Antalya seçmeninin bu seçimlerde Barış Atay’ı TBMM’ye göndereceğine inancımız tamdır.
‘DİP DALGA GÖRÜYORUZ’
Tez hazırladınız. TİP, Antalya’da seçime giriyor ve birinci olup milletvekili çıkarmayı hedefliyor. Antalya için seçim öngörünüz nedir?
Antalya’da muhalefet olarak biz ve Millet İttifakı’nın Cumhur İttifakı’ndan çok daha fazla milletvekili çıkaracağını düşünüyorum. TİP olarak önceliğimiz Barış Atay’ın fedakarlığının ardından Meclis’te olmasını sağlamaktır. Ama bizim hedefimiz daha büyük. Bir de baz dalga olduğunu görüyoruz. Ne kadar olduğunu ölçemeyiz. Bu yüzden kesin olarak söyleyemem. Ancak sandıktaki amacımız iki milletvekilini görevden alıp üçüncü milletvekilini zorlamak. Antalya’da ilk kez seçime katılan bir siyasi parti olarak seçim sürecini çok yavaş yaşıyoruz. Eşitsiz bir yarış içindeyiz. Bir yanda Hazine yardımı alıp zengin adayları olan partiler varken, diğer yanda yardım almayan ve adayları sıradan insanlardan oluşan bir topluluk var. Genel olarak, sorunlarımızın çoğunu gönüllü olarak çözüyoruz. Dayanışmanın önünde hiçbir şey duramaz.
Antalya’da seçmen size oy verince ne görecek?
Tweet attım ve diğer turizm çalışanlarından sorunları hakkında yazmalarını istedim. Resmi mesajlar yağdı. Sayfalarca uzayan turizm konuları önümüzde duruyor. Turizm dalında yaklaşık 1 milyon kişi çalışıyor ama sendikalı sayısı yüzde 1 bile değil. Bu kişiler ölümü görünce sıtmaya razı olurlar. Bu sistemi değiştirmeye çalışacağız. Antalya, Türkiye’nin sebze ve sebze ihtiyacının büyük ölçüde karşılandığı bir ildir. Ancak çiftçi mevcut koşullardan dolayı üretim yapmazsa daha karlı hale geliyor. Orada bir sürü alet var. Üreticilerin mallarının halka doğrudan satışı için bir kooperatif planımız var. Antalya, Kaş’tan Gazipaşa’ya kadar yağmalanan bir şehir. Dağlarında mayınlar, kıyılarında işgaller, ormanları yok ediliyor, her yer taş ocakları… Antalya Havalimanı’na inerken şehre baktığınızda binalar mezar taşı gibi görünüyor ve yeşil görünmüyor. Antalya’nın en verimli ovasında, yanlış kentleşme nedeniyle imara açılmış tarım arazilerinde oturuyoruz. İklim değişikliğinin en derinden hissedildiği şehirlerden biri burası. Antalya’da barınak başlı başına bir dert haline geldi. Bulabildiğin en ucuz ev 8-10 bin liraya kira olduğu için herkes buradan kaçmaya çalışıyor. Bu yıl binlerce öğrenci üniversite okumak için Antalya’ya gelemeyecek. Tüm bu konuları her mecrada analiz etmeye çalışacağız.
‘FARKLI KİTLELERLE KONUŞUYORUZ’
Emek ve Özgürlük İttifakı’nda özellikle Antalya dışında bir aday listesiyle çıkmanızdan kaynaklı bir rahatsızlık var. Bunun gerçek bir adım olmadığına dair açıklamalar duyduk. Bu bahis hakkında ne düşünüyorsunuz?
TİP, Türkiye’de 87 ilçenin 53’ünde seçime giriyor. İttifakımızı ve durumu göz önünde bulundurarak birçok yerde seçime girmedik. İttifak ortaklarımızla görüşerek seçime gireceğimiz yerleri belirledik. Muhalif güçlerin birbirine bulaşmasının bir anlamı yok. Şimdiye kadar ne toplum içinde ne de kendi aramızda tartışmalara girmedik. Ortak bir amacımız var. Yani emek ve haklardan yana milletvekili sayısı en fazla Meclis’e gidecek. Mesela TİP Burdur’da seçime girmiyor. Çünkü orada bir önceki seçimde CHP kıl payı almıştı. TİP’in oradan alacağı 5-10 bin oy muhalefete -1, AKP’ye +1 yazdırabilir. Ama Antalya’da şöyle bir durum var. Önce HDP’li arkadaşlarımız burada her koşulda büyük bir potansiyele sahip olduklarını ve yeterli oyu alacaklarını söylediler. İkincisi, Antalya’da oy alma imkanı bulduğumuz farklı kesimler olduğunu biliyoruz, görüyoruz, yansımalardan anlıyoruz. İttifak dediğimiz şey, farklı kaynaklardan oluşan bir havuzu besleyen ortak bir alandır. Belirli noktalarda tamamen aynı şeyi düşünen ve belirli noktalarda farklı yönlere sahip güçlerin birliği. TİP’in Antalya’daki varlığı HDP’yi zayıflatmıyor. Aksine TİP’in oyları Türkiye’de Emek ve Özgürlük İttifakı’nın oyunu yükseltecektir.
“PROFİL TİPİ: ZARİF AMA DÜRÜST”
Antalya kulislerinde çok konuşulan bir konu var. Yani bu seçim sürecinde seçmenin ilgisinin artmasının TİP cephesinde bir “bozuma” dönüşeceği endişesi. Partinin Antalya birinci sıra adayı bu iddia hakkında ne düşünüyor?
TİP kendini her zaman şöyle tanımlamıştır: İddialıyız ama mütevaziyiz. TİP’in bu kadar büyümesinin asıl sebebi milletvekillerinin yüzlerinde görülen samimiyettir. Zaten siyasette iktidarın zehirlenmesi ya da şımarıklık hali bizim için mümkün değil. Bizde gerçekleşmemesinin temel sebebi dayandığımız siyasi yapıdır. Biz sosyalist insanlarız. Geldiğimiz kültür, kültler yaratmayan, kollektif olarak var olan bir sistem yaratma niyetini içeriyor. Bu kadar da olmayanı sistemin dışına atacak sistemler var. Bu partide siyaset kâr için, makam için yapılmaz. Bunun en somut örneği Barış Atay’ın adaylık meselesidir. Adaylarımız halkın üyeleridir. Mesela konut sıkıntısından bahsediyoruz genel müdürümüz de kiracı ben de kiracıyım. Bizler de geçim sıkıntısı çekiyoruz, sıkıntıların içindeyiz.
‘LİSTEMİZ TEMİZ, RAHATIZ’
Antalya’da arkanızda bir oy gücünüz olduğunu size hissettiren nedir? Nasıl geri bildirim alırsınız?
Sokaktan geldik, üç günde aday tanıtım toplantımız için hazırlandık, 8 bine yakın kişi geldi. Halkın gücü çok yüksekti, o gün 500 kişi TİP’e üye oldu. 1 Mayıs yürüyüşümüz de çok kalabalıktı. Sadece merkezden değil ilçelerden de bize ulaşıp kendi isteği ile katkı sağlayan birçok destekçimiz var. İmkansızlarımızı bilerek, ‘Benim arabamı al, neye ihtiyacın varsa al’ diyorlar. Gittiğimiz her yerde seçmenlere ‘Listelere bakın, hakkınızı savunabilecek kim varsa ona oy verin’ diyoruz. Biz çok rahatız. Türkiye İşçi Partisi’nin burada temiz bir listesi var. Barış Atay bize büyük güç veriyor. Elimizde bir yıl önce Finike’de katledilen Ali Ulvi ile Aysin Büyüknohutçu’nun kızı Emine Büyüknohutçu var.